9 Mart 2018
Öylesine alıştık ki dört duvar arasında kalmış metrekaresi küçülen hayatlara… Özgürüz zannettik yaşam kaygısıyla koşarken hırsa hapsolmuş monoton zamanlarda… Unuttuk, yeşili, maviyi, peteğin ısıttığı kadar ısındı bedenlerimiz, unuttuk yüreğimizi ısıtan sımsıcak güneşi… O, özgürlüğünü hiç kaybetmeyenlerden, yüreğindeki sıcaklığı hiç yitirmeyenlerden biri… Kendini yenilemekten asla vazgeçmeyen, karşılaştığı engelleri basamak haline getirip şampiyonluk kürsülerine çıkan biri… Hem dünya hem avrupa şampiyonalarında Türk Bayrağını omuzlayan Türkiye'nin İlk Kadın Ultra-Maraton Koşucusu: Bakiye Duran… “İyi ki köyde büyümüşüm. İyi ki fakir ailede büyümüşüm. Neden mi? Zorluklar insanın kalelerini güçlendirir. Karşınıza çıkan engel, siz engel olarak görürseniz engel olur. Engeli engel olarak düşünüyorsan geçilemez bir engeldir sana. Engel beynimizde oluşturduğumuz etkenlerdir. Engeli aşabiliyorsan basamaktır yükselmek için.” Belediyemiz tarafından hazırlanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü programı Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak'ın kadın çalışanlarla '8 Mart Buluşması' ile başladı. Program, Lüleburgaz Belediyesi çalışanlarının; Belediye önünde toplanması ve Zübeyde Ana Büstüne Karanfil Sunmaları, Eski Hükümet Konağı önündeki Atatürk Heykeli'ne karanfil sunumu ile devam etti. Akşam programında da Lüleburgaz Belediyesi Kadın Davul Ritm Grubu gösterileriyle sahne aldı. Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisi Kütüphanesi'nin açılışının ardından Türkiye'nin İlk Kadın Ultra-Maraton Koşucusu Bakiye Duran’ın 'Başarıda Devamlılık' konuşmasıyla kendisini dinleyenlere ilham veren bir konuşmaya imza attı. Kaloriferli Dairelere Öylesine Alıştık Ki… Türkiye'nin İlk Kadın Ultra-Maraton Koşucusu Bakiye Duran konuşmasında insanoğlunun koşma özgürlüğünü nasıl körelttiğini şu sözlerle ifade etti: “Hepimizin geninde hayatı kazanmak için koşmak vardır. İnsanlar koşarak avlayarak, avdan kaçarak hayatını kazanıyorlardı. Ne zaman medeni hayata geçtik, o zaman insanların bazıları genleri körelmeye başladı ama yok olmadı bastırıldı. Hepimizde doğa sevgisi vardır. Ama kaloriferli dairelere öylesine alışmışız ki bu özgür genlerimiz köreldi.” Yeni Adımlar Yeni Başarılar… Bir insanın kendisini hayatın her alanında yenilemesinin çok önemli olduğunu söyleyen Bakiye Duran konuşmasına şöyle devam etti: “Lübnan Cumhurbaşkanı beni yarışa davet etti. O kadar Afrikalı içinde ilk 10'a girdim. Kendimi yenilemek zorundaydım. Bir kere iyi koşarsınız, bir kere çok iyi çocuk bakarsınız, bir kere çok iyi yemek yaparsınız ama bir kere, iki kere üç kere. Bunu hayatınıza yaymanız gerekir. Kendinizi yenilemeniz gerekir. Bende bu noktada koşu mesafelerini değiştirdim. Almanya'dan bir ultra-maraton koşmam için davet geldi. Almanya'ya gidemedim, uçak biletleri çok pahalıydı. Hollanda'da bir yarış bulduk. Sabah 7'de yarış başladı, öğlen oldu ve arkamda kimse yok. Yaklaşmaları için yavaşladım ve arkadaki grup geldi, ‘İlk defa mı maraton koşuyorsun’ dediler ‘Evet’ dedim. ‘Belli oluyor 100 kilometre yarışı bu ve böyle gitmez.’ Ben ömrümde 100 kilometre arabayla gitmedim. Onlarla birlikte 100 kilometre gittim. Onlar kontrol noktalarında üst baş değiştiriyor. Bende hiçbir şey yok. 83. kilometreye kadar birinciydim. 95. kilometrede yanımdan biri geçti çünkü çok yorgundum ve üçüncü oldum.” Avrupa Şampiyonasında Türk Bayrağı! Elde ettiği başarının ardından gördüğü ilgi oldukça şaşırtıyor Duran’ı… Daha önce hiç öylesini görmediği için belki de… Duran kürsüye çıktığı anları şu sözlerle anlatıyor: “Çok büyük tören düzenlediler. Şaşırdım ve dedim ki ‘Bizde çok önemsemiyorlar bir kupa verip gönderiyorlar.’ Dediler ki, ‘Bu Avrupa Şampiyonası ve sen Avrupa üçüncüsü oldun.’ Şunu söylemek istiyorum zorluklarla baş etmek isterseniz tek başınasınız. Ama başardıysanız yanınızda çok fazla kişi olur. Türkiye'ye döndüm kimse inanmadı ‘Yalan söylüyorsun’ dediler. İtalya'da yarışa davet edildim. Dünya şampiyonası 100 kilometreyi 8 saate bitirdim ve yine dünya üçüncüsü oldum. 24 saat koştum 24 saatte 178 kilometreyle tekrar dünya üçüncüsü oldum. Yetmedi 48 saat koştum, 240. kilometrede önüme biri düştü bende basmayım diye zıpladığımda yere düştüm, sağ bileğim burkuldu. Doktorlar dediler ki ‘Dünya ikincisi gidiyorsun seke seke bitir, dayanabildiğin adar dayan’ Dünya dördüncüsü oldum. Bir yarı öncesinde, ‘Biz macera yarışlarına katılacağız 4 kişi şart 3 erkek 1 kadın şart gelir misin?’ dediler. ‘Gelirim’ dedim. 40 yaşındayım. Bisikletli yarış… Polonya'ya davet edildik. Eksi 30 derecede karda 400 kilometre yarıştık 150 kilometre bisiklet ama bisikleti elde taşıdık. Kayak verdiler baktım olmadı, kaptım kayakları başladım kayaklar elde koşmaya... Dünya seçmesiymiş biz seçmeyi kazandık. Fransa'ya gittik. Kanada'da 1000 kilometre yarıştık. Patagonya'ya dünya şampiyonasına gittik 6 gün 600 kilometreydi, Macellan boğazını kürek çekerek geçtim. Patagonya'da yine dünya üçüncüsü olduk. Yine dünya birincisi olamadık, çünkü takım arkadaşlarımın koşuları çok zayıftı. Zorluklar İnsanın Kalelerini Güçlendirir... Bakiye Duran Türkiye’ye döndükten sonraki süreçte aklının hep yurt dışında olduğunu, çünkü matbaanın gelişi gibi ultra-maratonun da uzun yıllar sonra gelmesinden kaygı duyar ve üzerine düşeni yapması gerektiğine inanarak ilk adımı atar… “Türkiye'ye geldim ama aklım hep dışarda… Bize matbaa 300 yıl sonra gelmiş. Bu ultra-maraton macera yarışları 300 yıl beklemesin diye İstanbul'da 2009 yılında ultra-maraton düzenledik. 50 kilometrelik yarış yaptım 180 kişi girdik. Bizim millet hazırmış zaten. Neden hazır? Çünkü hemen hepimizin köyü var, dağda orda burada koşuyoruz zaten. İyi ki köyde büyümüşüm. İyi ki fakir ailede büyümüşüm. Neden mi? Zorluklar insanın kalelerini güçlendirir. Karşınıza çıkan engel, siz engel olarak görürseniz engel olur. Engeli engel olarak düşünüyorsan geçilemez bir engeldir sana. Engel beynimizde oluşturduğumuz etkenlerdir. Engeli aşabiliyorsan basamaktır yükselmek için. Bu nedenle köyde yaşadığım zorluklar beni daha çok güçlendirdi. Savunma mekanizmam gelişti, aklım gelişti, yaratıcılığım gelişti.” Bakiye Duran’ın ardından, Lüleburgaz Belediyesi Tiyatro Akademisi Şan Bölümü 'Kadın Sesinden Ninnilerimiz'le geceye unutulmaz bir iz bıraktı. Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak'ın konuşmasının ardından Lüleburgaz Belediyesi Tiyatro Akademisi Çağdaş Dans Bölümü 'Göç' gösterisi ile sahne aldı. 9 Mart'ta da Aşkiye - Neşet Çal Sahnesinde, Lüleburgaz Belediyesi Kent Oyuncuları tarafından '7 Kocalı Hürmüz' tiyatro oyunu sahnelendi.